Türkiye, Almanya'da Rekor Kıran İltica Başvurularıyla Karşılaşıyor
Şaşırtıcı bir gelişme olarak, Almanya Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF), Türk vatandaşlarının sığınma başvurularında %203'lük şaşırtıcı bir artış olduğunu ve yalnızca bu yıl toplam 23.000'den fazla başvuruya ulaştığını bildirdi. Bu durum Türkiye'yi, aynı dönemde toplam 63.000 sığınma başvurusunda bulunan Suriye vatandaşlarının ardından, Almanya'da sığınmacıların en fazla geldiği ikinci ülke konumuna getiriyor.
Sığınma başvurularının akını, Avrupa Birliği'nin (AB) daha sıkı incelemesini tetikledi ve bu da AB'ye Schengen vizesi başvurusu yapanlar üzerindeki baskının artmasına yol açtı. Çeşitli AB büyükelçiliklerinden alınan son istatistikler, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi taleplerini reddetme oranlarında önemli bir artış olduğunu ve 2023'te bu oranın %70'e kadar yükseldiğini ortaya koyuyor.
Bu zorlu ortamda, yasal göçmenlik hizmetlerini kolaylaştırmada 13 yıllık uzmanlığa sahip tanınmış bir kuruluş olan Martim grubu, Türk vatandaşlarına sığınma yoluna başvurmak yerine yasal alternatifleri keşfetmelerini tavsiye ediyor. Şirket, AB'de sığınma aramanın maliyetli ve zaman alıcı bir süreç olabileceğini, çoğu zaman zorluklara ve gecikmelere yol açabileceğini vurguluyor.
AB üyesi olmayan vatandaşlara AB'de ikamet ve vatandaşlık edinme konusunda hizmet sağlama konusunda uzmanlaşan Martim, yasal göçmenlik prosedürlerine uymanın öneminin altını çiziyor. Şirketin sözcüsü, yasal göçün Avrupa Birliği'nde oturmak veya vatandaşlık kazanmak isteyen bireyler için daha güvenilir, verimli ve emniyetli bir yol sunduğunu vurguladı.
Mevcut durum ışığında Martim, Türk vatandaşlarını AB mevzuatına uygun, daha sorunsuz ve basit bir süreç sağlayan yasal göçmenlik hizmetlerini tercih etmeye çağırıyor. Şirket, bireylere yasal göçün karmaşıklıkları konusunda rehberlik etme ve Avrupa Birliği'nde ikamet etmek isteyenler için güvenli ve meşru bir yaklaşımı teşvik etme konusundaki kararlılığını bir kez daha teyit ediyor.
Yabancılar ve Sınır Hizmetleri'nin (SEF) verilerine göre Ocak-Eylül döneminde yabancılara verilen oturma izinlerinin yüzde 30'u bu fonlara yapılan yatırımlardan kaynaklandı ve uluslararası yatırımcıların tercihlerinde önemli bir dönüm noktası oldu.
Bu trende yön veren en önemli değişiklik, yatırım fonlarına katılım payı aboneliği için 500 bin avroluk sermaye aktarımı zorunluluğu getirilmesidir. Altın vizeye hak kazanmak için bu fonların portföylerinin en az %60'ının Portekiz merkezli şirketlere yatırılmış olması ve yatırımın minimum vade süresinin beş yıl olması gerekiyor.
Martim Şirketi, yabancı yatırımcıların bu ulusal fonlara artan ilgisinin SEF verilerine de yansıdığını belirtti. Portekiz şirketlerine yatırım yapan yatırım fonları veya girişim sermayesi fonları, Ocak ve Eylül 2023 arasında 125 milyon Euro'nun üzerinde para aldı. ECO'nun raporlarına göre bu miktar, 2022 yılının tamamı için kaydedilen toplamla karşılaştırıldığında %45,5'lik önemli bir artışı temsil ediyor.
Şirket, altın vize programında yapılan değişikliklere rağmen alternatif yatırım kanalları aracılığıyla Portekiz pazarına katılmanın yenilikçi yollarını bulmaya devam eden yabancı yatırımcıların dayanıklılığını ve uyarlanabilirliğini kabul ediyor.
Ortam geliştikçe Martim Şirketi, Portekiz'de sorunsuz ve başarılı bir yatırım deneyimi sağlayarak bu değişiklikleri yönlendiren uluslararası yatırımcılara uzman rehberliği ve desteği sağlamaya kararlıdır.
Yatırım ortamındaki dinamik değişimleri izlemeye ve analiz etmeye devam ederken, şirket haber sayfamızdaki daha fazla güncelleme için bizi takip etmeye devam edin.